Category: Commercial Law

Anonim Şirketlerde Genel Kurullarda İptal Hükmünün Sonuçları

TTK m. 445 uyarınca, kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları iptal edilebilir niteliktedir. İptal edilebilir kararlar, mahkeme kararı ile geçersizlikleri tespit edilene kadar hukuk dünyasında sonuç doğurmaya devam ederler[1]. Ancak, genel kurul kararının mahkeme kararı ile geçersizliğine karar verildiği anda, karar geçmişe etkili olarak ortadan kalkar.[2] . Genel kurul kararlarının iptali ancak mahkeme kararı ile talep edilebilir.[3] Bunun dışında, açılan bir iptal davasında da tarafların sulh yolu ile genel kurul kararının iptalini sağlayamayacakları ancak, bir mahkeme kararı ile genel kurul kararının iptalinin sağlanabileceği kabul edilmektedir.[4] Mahkeme de taleple bağlı olup, sadece genel kurul kararını iptal edebilir. İptal kararı yerine genel kurulun yerine geçerek başka bir hüküm tesis edemez. Ancak mahkeme dava konusu olayda, iptal edilebilirlikten daha ağır bir geçersizliği hali tespit ederse, resen hareket edebilme yetkisi gereği, genel kurul kararının yokluğuna veya butlanına karar verebilir.[5] Mahkeme ayrıca davacı tarafından ileri sürülmeyen iptale sebep olabilecek olayları kendiliğinden araştıramaz.[6] TTK m. 445 gereği, bir genel kurul kararının iptaline neden olan hallerin varlığı halinde, ilgililerin iptal davası açma hakkı doğmaktadır. İlgililerin ayrıca hukuki yararı ispat etmeleri gerekmemektedir. Yargılama sonunda verilen iptal kararı sadece davacı taraf hakkında değil, bütün pay sahipleri hakkında kendiliğinden (erga omnes) hüküm ifade eder.[7] Genel kurul kararının iptali için, toplantıda alınacak kararların imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal etmiyor olduğunun, imtiyazlı pay sahiplerini özel kurulunca onaylanması gerekecektir. Bir başka deyişle, genel kurul toplantısında iptal davasına konu olabilecek bir hukuka aykırılık bulunsa dahi, öncelikle imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunca onaylanmış bir karar olup olmadığına bakılmalıdır. Zira ancak onaydan sonra genel kurul kararları icra kabiliyeti kazanabilecektir.[8]

i)Genel İptal Sebepleri

TTK m. 446/1, b bendinde; “Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren paysahipleri… iptal davası açabilir”. Etki kuralının yeni Kanuna girmesinde Yargıtay’ın 11. Hukuk Dairesinin içtihatları etkili olmuştur. Anılan Dairenin 19.07.2007 tarihli kararında, “…. Davacı ortağın bilgi alma hakkının ihlali nedeniyle GK toplantısında yanlış bir kararın alınması, diğer bir anlatımla bilgi vermeme ile alınan kararlar arasında illiyet bağının bulunması halinde ancak alınan kararların iptali söz konusu olabilir. Bu durumda, mahkemece… salt bilgi edinme hakkının ihlalinden bahisle… GK kararının iptaline karar verilmiş olması doğru görülmediği belirtilmiştir. Anılan madde hükmünde, “çağrının usulüne göre yapılmadığı”, “gündemin gereği gibi ilan edilmediği”, “yetkisiz kişilerin genel kurula katıldıkları” ve “oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediği” halleri sayılmaktadır.

ii) Özel İptal Sebepleri

Türk Ticaret Kanununda 445. madde hükmündeki, “kanuna, esas sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılığa ilişkin genel iptal sebeplerinin yanı sıra, bazı maddelerde özel iptal sebeplerine de yer verilmiştir. Bunlar şöyledir:

-Kurumsal Oy Temsilcilerinin Bildirim Yükümünü Yerine Getirmemeleri;

TTK’da pay sahiplerinin kendilerini temsil ettirmeleri hususunda adi temsilin yanı sıra kurumsal oy temsilcilerine yer verilmiştir (TTK m. 428, 429). Bunlar, organın temsilcisi, bağımsız temsilci, kurumsal temsilci ve tevdi eden temsilcisidir. Bu kurumsal temsilciler genel kurulda kendileri tarafından temsil olunacak payların sayılarını, çeşitlerini, itibarî değerlerini ve gruplarını şirkete bildirmek zorundadırlar. Bunlar bu bildirim yükümünü yerine getirmedikleri takdirde, genel kurulda alınan kararlar, genel kurula yetkisiz katılmaya dair hükümler çerçevesinde iptal edilebilir (TTK m. 431/1).

– Bir Paysahibinin Talebine Rağmen Toplantı Başkanının Kurumsal Temsilcilerin Bildirimlerini Açıklamaması;

TTK m. 431/2 hükmü uyarınca, toplantı başkanı genel kurulda kurumsal temsilcilerin anılan maddenin 1. fıkrasındaki bildirimlerini açıklamaktadır. Bir pay sahibinin istemine rağmen toplantı başkanı bu açıklamayı yapmamışsa, her pay sahibi şirkete karşı açacağı dava ile genel kurul kararlarının iptalini talep edebilir (TTK m. 431/2). Ancak belirtmek gerekir ki, İsviçre öğretisinde her iki halde de kurumsal temsilcilerin oylarının alınan karara ve yapılan seçime etkili olmadığının şirket tarafından kanıtlanması halinde, mahkemenin iptal davasını reddetmesi gerektiği görüşü benimsenmektedir[9]. Dolayısıyla, bu iki halde, TTK m. 446/1 b uyarınca, “etkili” olma durumunun dikkate alınması gerekir.

– Genel Kurula Murahhas Üyelerle En Az Bir Yönetim Kurulu Üyesinin Katılmamış Olmaması

(TTK m. 497/2, 437/2). Pay sahiplerinin yönetime ilişkin sorularının cevaplandırılması için genel kurulda murahhas üyelerle en az bir yönetim kurulu üyesinin hazır bulunması Kanunda öngörülmektedir (407/2). Aksi halde, pay sahipleri bu duruma itiraz edip bunu tutanağa geçirtmesi halinde, finansal tabloların onaylanması, bilanço kârının kullanılması, yönetim kurulunun ibrası ve seçimi gibi alınan tüm kararların kanuna aykırı olduğu nedeniyle iptali dava edilebilir (m. 437/2)12. Bunun tek istisnası tek ortaklı anonim şirkettir.

– Genel Kurulda Denetçinin Bulunmaması

Denetçi raporu olmadan alınan genel kurul kararının hükümsüz olacağı ve genel kurulda bir denetçinin hazır bulunmaması halinde ise, genel kurul kararının iptalinin dava edilebileceği öngörülmektedir.. Yeni TTK’daki duruma gelince: 407 madde hükmünde, denetçilerin genel kurulda hazır bulunacağı öngörülmektedir. Bu durumda, birden çok ortağı olan anonim şirketlerde pay sahiplerinin oybirliği ile denetçinin genel kurulda hazır bulunmasından vazgeçmemişlerse ve pay sahiplerinin denetime ilişkin soruları da denetçinin bulunmaması nedeniyle yanıtsız kalmışsa, bu durum tutanağa geçirtilerek, yılsonu finansal tabloların onaylanması ve bilanço kârının kullanılmasına ilişkin genel karalarının iptali dava edilebilir. Aynı şekilde TTK m. 413/3 hükmü uyarınca, yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması ve yerine yenilerinin seçimi, finansal tabloların müzakeresiyle bağlantılı olduğundan, YK üyelerinin seçiminin de iptali dava edilebilir.[10]

[1] Korkut, Ömer. Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararlarının Butlanı. Adana,. 2012,s. 44.

[2] Moroğlu, Erdoğan. Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü İstanbul, 2014 s. 24.

[3] Moroğlu, Erdoğan. Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü İstanbul. 2014., s. 243

[4] Pulaşlı, Anonim Şirket Yönetiminde Yeni Model, s. 887.

[5] Saka, Zafer. Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul. İstanbul, 2004 s. 251.

[6] Pulaşlı, Hasan. Şirketler Hukuku Şerhi. 2. Basım. Ankara. 2014.s. 928

[7] Saka, Zafer. Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul. İstanbul, 2004 s. 249

[8] Gönen Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler, 2. Basım, Ankara, 2013, s. 3020.

[9] Pulaşlı, Yeni Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Ankara 2012, § 22, N. 224 vd.

[10] Pulaşlı, Şerh, § 29, N. 415.

mm

Att. Eren Günday, LL.M.

GÜNDAY HUKUK BÜROSU | LAW FIRM